Kilo Verme Aşamaları: Kilo kaybı hızlı ve yavaş kilo kaybı olarak iki şekilde gerçekleşir. En fazla kilo verme eğiliminde olunan ve fiziksel görünümde değişim fark edilen aşama kilo vermenin ilk aşamasıdır. Hızlı kilo verme aşaması genelde ilk 4-6 hafta içinde gerçekleşmektedir. Kilo kaybının büyük oranı proteinden, karbonhidrat depolarından ve sudan giderken az bir miktarı yağdan gerçekleşir. Yağı kısıtlı diyet uygulayanlara göre keto diyeti veya düşük karbonhidrat diyeti uygulayan bireylerde kilo kaybının daha hızlı olduğu görülmüştür. Çünkü düşük karbonhidrat ve keto diyeti ile beslenen bireylerde karbonhidrat ve su ile daha daha hızlı tüketirler. Enerji kısıtlaması olmayan ve düşük karbonhidratlı diyetler, kilo kaybını 1 yıla kadar sağlama konusunda en az enerji kısıtlaması olan ve düşük yağlı diyetler kadar etkisinin olup olmadığı araştırılmaya devam edilen konular arasında yer almaktadır. Yapılan bir çalışmada, seçici olarak diyet karbonhidratının azaltılması temel diyete kıyasla yağ oksidasyonun artması ve vücut yağ kaybının artmasıyla sonuçlandığı görülmüştür.
Kilo verme hızını etkileyen diğer faktörler ise; yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite gibi durumlardır. Örnek olarak; yapılan bir araştırmada kadınların önemli kilo kayıpları olmasına rağmen erkeklerin daha fazla kilo kaybı gösterdiği görülmüştür. Bir diğer çalışmada ise; yaşlı yetişkinlerin kilo verme müdahalesine genç yetişkinlerden daha iyi yanıt alındığı gözlemlenmiştir.
Aynı zamanda başlangıç kilosu da kilo verme hızını etkileyen bir diğer faktördür. Bireylerin daha yüksek başlangıç ağırlığına sahip olması ve fiziksel aktivitelerini daha sık yapması diğer bireylere göre hızlı kilo vermeleriyle sonuçlanmaktadır.
Kilo vermenin ikinci aşaması daha yavaş oranda gerçekleşmekle birlikte temelde vücut yağından kaybedilen kilodur. Fazla kilolu veya obez bireylerde kilo vermek için yapılan diyetlerde kiloyu başarılı bir şekilde korumak oldukça zordur. Metabolizmayı azaltan metabolik adaptasyonlar ve bireylerin egzersizle birlikte yaktığı kalori miktarı sebebiyle kilo kaybı platoları oluşabilmektedir ve bazen az veya hiç kilo kaybı yaşanılmayan dönemlerde de kilo kaybı platoları oluşmaktadır.
Yapılan bir çalışma modelinde diyete aralıklı olarak uyum eksikliğinin erken bir ağırlık platosuna yol açabileceği sonucuna varılmıştır. Birçok diyetin aşırı kısıtlayıcı olması, bireylerin diyet takiplerinin zor olmasına ve diyete uyumsuzluklarına sebep olmuştur. Uzun vadede bireylerin diyete uyumluluğunu artırmak için bireylerin yaşam tarzlarına uyum gösteren bir beslenme modeli izlenmelidir.
Yağ Kaybı ve Kilo Kaybı: Kilo kaybı ile yağ kaybı farklı anlamlara sahiptir. Kilo kaybı; depolanmış protein, karbonhidrat, yağ ve sudan kaynaklanan toplam vücut ağırlığında bir azalma iken yağ kaybı; kilo kaybının yağdan olması anlamına gelmektedir.
Yapılan bir araştırma sonucu yüksek protein alımı yağsız vücut kütlesini korumakta ancak kas gücünü iyileştirme sağlamadığı ve metabolik fonksiyonlar üzerinde olumsuz etkileri olduğu görülmüştür. Bireylerde kilo verme tedavisinin, kas kütlesini korumak ve kas gücünü geliştirmek için yeterli protein alımına sahip hipokalorik bir diyetin desteklenmesi gerektiği görülmüştür. Yağ kaybı kilo vermede kas ve su kaybından daha önemli görülmektedir. Bireylerde kan şekeri seviyelerini desteklemek ve yaş aldıkça hareketliliğin sağlanmasına yardımcı olmak amacıyla vücut kas kompozisyonunu korumak önemli bir faktördür. Çünkü doğal olarak yaşa bağlı iskelet kası kaybı ve sarkopeni görülme riski zaten mevcuttur. Yapılan bir araştırmada 50 yaş üstü bireylerde enerji kısıtlı ve normal diyetlere göre daha yüksek proteinli diyete uyumluluk göstermeleri sonucu yağsız kütleyi daha iyi korudukları ve yağ kütlesi kaybettikleri görülmüştür.
Sonuç olarak; birey yağ kaybettiğinde kilo kaybetmiş olurken kilo kaybettiğinde yağdan kaybetmiş olmamaktadır. Kaybettiği kilo kas veya su olabilmekte ve yağ kaybı kas ve su kaybından daha fazla öncelik verilmesi gereken sağlıklı bir hedeftir.
Hazırlayan: Diyetisyen Şeyma Yener
Comments