Şu an ne hissediyorsun? Neden şu an bunu hissediyorsun? Bu hisse aşina mısın? Bu, çok sık seninle olan bir his mi?
Bu soruları hiç kendinize sorar mısınız, ya da bu konular üzerine düşünür müsünüz? Cevabınız “Evet.” ise duygularının büyük ölçüde farkında olan biri olduğunuzu söyleyebiliriz. Ancak cevabınız “Hayır.” ise endişelenmeyin ve bu yazıyı okumaya devam edin.
Duygularını tanımlamak, farkında olmak, kabullenmek ve onları ifade edebilmek kaliteli bir hayat yaşamamız için kazanmamız gereken becerilerdir. Birçok birey, özellikle çocukluğunda duygusal ihmalle karşı karşıya kalmış olanlar, bu becerileri tam olarak kazanamazlar. Ancak şanslı bir azınlık bu konuda ebeveynleri tarafından desteklenmiş ve çok küçük yaşlarda bu becerileri öğrenmiştir.
Bir önceki yazımızda duygularımızı tanımak ve bize ne söylediğini anlamak üzerine konuşmuştuk. Bugün ise duygularımızı fark etmek ve kabul etmek üzerine tartışacağız.
Duygularını tanımlamak ve onları kelimelere dökebilmek gerçek bir yetenektir. Kendinize ya da bir başkasına duygunuzu tanımladığınızda ve ifade ettiğinizde içinizdeki o enerjiyi dışarı aktarmış olursunuz. Tanığınız ve ifade edebildiğiniz duygular sizi özgürleştirir, çünkü artık onlarla ne yapacağınız üzerine düşünmeye başlarsınız, yani idare size geçer.
Eğer bu beceriyi henüz kazanamamışsanız, bunun üzerine biraz çalışmanız gerekir. Bu yazının kaynağı olan kitaptan aldığımız, bunu yapmayı öğreneceğiniz bir egzersiz paylaşacağız. (Kitaba Kaynakça bölümünden ulaşabilirsiniz.)
Bu egzersizi uygularken bir odada yalnız ve bütün dikkat dağıtıcı şeylerden uzak olmanız önemlidir.
ADIM 1: Gözlerinizi kapatın. Sizi ele geçiren bütün düşünceleri engelleyen boş bir ekran çizin. Dikkatinizi içinize çevirerek, bütün dikkatinizi ekrana odaklayın.
ADIM 2: Kendinize şu soruyu sorun:
“Şu an ne hissediyorum?”
ADIM 3: İçinizdeki deneyime odaklanın. Zihninize gelen herhangi bir düşüncenin farkında olun ve onu hemen temizleyin. Odaklanmaya devam edin:
“Şu an ne hissediyorum?”
ADIM 4: Duygularınızı açıklamaya çalışın. Birden fazla kelimeye ihtiyaç duyabilirsiniz.
ADIM 5: Bir duygu size doğru aktığında, sonraki aşamaya geçerek neden böyle hissettiğinizi anlamaya çalışmak için hazırsınız demektir.
Bu yüzden şimdi kendinize sorun:
“Neden şu an ………….. hissediyorum?”
Bu egzersizi yapmak özellikle duygusal ihmal yaşamış kişiler için başlarda pek kolay olmayacaktır. Ancak pes etmeyin ve devam edin. Her denemenizde sonuca biraz daha yaklaşmış olacaksınız.
Bu egzersizi günde 3 defa yapın ve her birinin sonunda sonuçları kaydedin. Burada amaç, aşamalı olarak içinize odaklanabilmenizdir. Bu farkındalık gelişmeye başladığı zaman, duygularınız sizin için birer yük olmaktan çıkacak ve artık size mesaj veren, güçlendiren kaynaklar olmaya başlayacaktır.
Artık duygularımızın farkında olduğumuza göre, onlarla ne yapacağımızı öğrenmeye başlayabiliriz.
DUYGULARINI KABUL ETMEK VE ONLARA GÜVENMEK
Duygularını yeni yeni fark etmeye başlamış kişiler için onları kabullenmek ve onlara güvenmek biraz zordur. Özellikle zihnimizde duygulara dair olumlu ya da olumsuz tanımlar varsa, bazı çarpık inançlarımız varsa bu daha da zorlaşacaktır. Bazılarımız, bazı duyguların kötü olduğunu ve ifade edilmemesi gerektiğini düşünebilir. O yüzden bu duygularını içlerine gömerler ve böyle hissettikleri için kendilerini suçlarlar. Oysaki bu oldukça yanlıştır. Bu inançlardan ve çarpık düşüncelerden kurtulup duygularımızı her ne olursa olsun kabul etmeyi ve ifade etmeyi öğrenmeliyiz. Lütfen şu üç kuralı unutmayın:
1-Kötü duygu yoktur.
Duyguların kendisi “iyi ya da kötü”, “olumlu ya da olumsuz”, “ahlaklı ya da ahlaksız” değildir. Öfke, korku, kaygı, kıskançlık, nefret gibi duyguları kötü/olumsuz duygular olarak tanımlamayı öğrenmiş olabilirsiniz. Ancak bu duyguların ahlaki bir yargısı yoktur. Unutmayın, her insan hayatının bir döneminde mutlaka bu duyguları deneyimlemiştir. Hatta bunlardan çok daha yıkıcı duyguları da deneyimlemiştir. Önemli olan bu duyguları hissetmek değil, bu duyguların sonucunda nasıl davrandığımızdır.
2- Duygular her zaman mantıklı değildir ancak her zaman ortaya çıkmalarının iyi bir nedeni vardır.
Ne kadar tuhaf görünürse görünsün , hissettiğimiz her duygu bize bir mesaj gönderir. Her duygunun altında doyurulması gereken bir ihtiyacın olduğunu ve bu yüzden kendinizi yargılamamanız gerektiğini anlamak önemlidir.
3-Duygular çok güçlü olabilir ancak üstesinden gelebilirsiniz.
Bir duygunun farkında olmak, onun idaresini ele geçirebileceğimiz anlamına gelir. Burada ortadan kaldırmak ve idare etmek arasındaki farkı anlamak önemlidir. Mesela “öfke” duygusundan bir örnek verelim. Öfke en ilkel ve en güçlü duygulardan biridir. Fark edilmediğinde ve tanımlanmadığında sonuçları kontrolsüz ve yıkıcı olabilir. Ancak öfkeli olduğunuzu fark ettiğini noktada artık bu duyguyla ne yapacağınıza karar verebilirsiniz.
Duygularını fark etme ve kabul etme cesaretini gösterebilmek takdir edilmesi gereken zor bir iştir. Özellikle bunu daha önce hiç öğrenmediyseniz ve yeni yeni öğrenmeye başlıyorsanız kendinize zaman vermeniz önemlidir. Acele etmeyin, bir yere yetişmiyorsunuz. Bu kararı aldığınız için kendinizi takdir edin ve duygularınız üzerine çalışmaya başlayın. Kendi içinizde derinleşmeye ve kendinize verdiğiniz mesajları anlamaya başladığınızda bu değişim davranışlarınıza, hayatınıza yansıyacaktır.
Hazırlayan: Perna Erkol
KAYNAK: Çocuklukta İhmalin İzi: Boşluk Hissi / Jonice Webb, Christine Musello
Comments